HALİÇPORT adı verilen ve tarihi-arkeolojik-endüstriyel-kültürel ve mimari
mirasımız olan TERSANE-İ AMİRE’nin yok edilmesi ile sonuçlanacak olan proje
ihalesinin duyulması üzerine bir araya gelerek HALİÇ DAYANIŞMASI’nı oluşturan
tersane emektarları, sendikalar, meslek kuruluşları ve bunların mensupları,
mahalle sakinleri ve dernekleri, aşağıdaki hususların basın aracılığı ile
kamuoyuna iletilmesini kararlaştırmışlardır.
HALİÇ DAYANIŞMASI
BASIN AÇIKLAMASI
Kamuoyu tarafından HALİÇPORT olarak bilinen
“Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi”, Haliç peyzajını ve 558 yıllık geçmişi olan
TERSANE-İ AMİRE’yi (Haliç Tersaneleri) parçalayacak, kimliğini yok edecek büyük
bir tehdit oluşturmaktadır. Kamuya ait ve özgün değerlerini koruyan bir sit
alanının imara açılması anlamına gelen bu proje, bitişiğindeki Okmeydanı, Kasımpaşa ve
Galata üzerine yapacağı etkilerle, çok büyük çaplı bir rantsal dönüşümün önünü
açacaktır.
Tersaneler gemicilik
tarihi ve teknolojik gelişimin önemli bir belgesi olmanın yanı sıra, gemi inşa
ve bakımı konusunda da teknik bilgilerin biriktiği ve güncellendiği, hat
analizine bağlı gemi üretiminin yapıldığı çok önemli kaynaklardır. İstanbul’un
gemiler için uygun bir sığınak sunan doğal limanı olan Haliç’in kuzey kıyısı
Osmanlı döneminde tersaneler bölgesi olarak değerlendirilmiştir. Galata
Surlarının bitişiğinden, Azapkapı’dan başlayarak Hasköy’e kadar uzanan kıyı
kesiminin tarihini ve kentsel peyzajını Tersaneden bağımsız düşünmek
olanaksızdır. Tersane-i Amire beşyüz yılı aşkın kullanımı sırasında sürekli
gelişmiştir; içinde yakın tarihli üretim tesislerini içeren teknolojik
altyapının yanı sıra, Bizans ve Osmanlı dönemine ait, tarihsel belge
niteliğinde çok önemli kalıntılar barındırmaktadır. Burada yer alan Tersane
Sarayı, Osmanlı sultanlarının Tersane ile yakın ilişkisini; Haliç’te yaşanan
şenlik ve törenleri; Haliç mekanıyla Tersane’nin organik ilişkilerini
anlatmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti de bu sanayi kuruluşunun değerini
bilmiş; 20. yüzyıl denizcilik
teknolojisini de içerecek biçimde gelişmesini sağlamıştır. Bugüne kadar aynı
yerde, yenilenerek, gelişerek üretimini sürdürmesi, Haliç Tersanesine
yaşayan bir endüstri mirası özelliği kazandırmaktadır. Sahip olduğu özel
yapılar, ünik tarihi donanımı ve dünyada 550 yıldır faaliyette olan tek örnek olması nedeniyle,
Haliç Tersanesi DÜNYA MİRASI Listesine aday bir alandır.
Haliç Tersaneleri
Türkiye sanayii için çok önemli bir ekonomik kaynaktır. Halen İstanbul şehir
hatları vapurlarının üretim, bakım ve onarımları Haliç Tersaneleri’nde
yapılmaktadır. Boğaz ve Marmara kıyılarında gelişen İstanbul megapolünde, kullanım oranı sadece %3 olan deniz ulaşımını
arttırmanın ve etkinleştirmenin yolu Tersanelerin kullanılmasından geçmektedir.
Tersane alanı afetler sırasında da yaşamsal bir öneme sahiptir. Geçmiş
depremlerde bu doğal afete dayanıklılığını ispatlamıştır; olası bir depremde
kentin gerek duyacağı lojistik destek buradan sağlanabilecektir.
Haliç Tersaneleri
1980’lere dek eğitim kurumları, sağlık hizmetleri, sosyal tesisleri ve teknolojik
altyapısı ile önemli
bir üretim ve istihdam potansiyeline sahip, çağdaş bir üretim kompleksiydi. Bu kurumun dağıtılması, üzerinde yüzyıllar boyu geliştiği alanın sahip
olduğu tarihi, arkeolojik, kültürel, peyzaj ve estetik değerler unutularak, turistik
ve ticari faaliyetlerin yapılacağı "bir arsa" olarak
nitelendirilmesi, İstanbul’a, kültür değerlerine, sanayi mirasına büyük bir
haksızlıktır. Alanın arsa gibi değerlendirilmesi bir kenara bırakılarak, ulusal ve uluslararası koruma ilkelerine göre
hareket edilmeli, Haliç Tersaneleri bir bütün olarak ele alınmalı ve
barındırdığı değerlere saygılı bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Konumu ve
sahip olduğu potansiyel gözetilerek, Tersane’nin etkinliğini sürdürmesine
destek verilmeli, ülkemizin ve İstanbul’un ihtiyacı olan gemilerin yapımı,
bakım ve onarımını gerçekleştirmek üzere, yeniden yapılandırılma çalışmalarına
ivedilikle başlanmalıdır.
Tersanelerin karşı karşıya olduğu haksız
müdahaleyi göz önünde tutan Tersane
emektarları, sendikalar, meslek kuruluşları ve üyeleri ile yüzyıllardır komşusu
olarak Tersanelerle iç içe yaşam sürdüren mahalle sakinleri ve dernekleri bir
araya gelerek:
· 558 yıllık endüstri
mirasımızın, Haliç’in peyzaj
değerlerinin, Tersane alanındaki arkeolojik
varlıkların, tarihi yapıların ve çevresindeki kentsel dokunun Tersane alanındaki
kamu mülkiyetinin ancak kamu yararı yaklaşımıyla korunabileceğine olan inançlarını
belirtmişler;
· Tehdit altındaki kamusal
mirasın doğru değerlendirilmesi ve Tersanenin üretim-istihdam potansiyeli
geliştirilerek geleceğe taşınmasını savunmak üzere, AKP’nin rantsal dönüşümüne
karşı HALİÇ DAYANIŞMASI’nı oluşturmuşlardır.
Ülkesine, kentine, mahallesine, doğaya ve
çevreye sahip çıkan; tarihi-kültürel mirasın korunması ve geleceğe taşınması
konusunda duyarlı tüm kişi, kurum, kuruluş, sendika, meslek örgütü vb. ile
siyasi partileri DAYANIŞMA’mıza katılmaya çağırıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder